ICSID Hakem Kararlarına Karşı Hukuki Çareler
(Makale Enerji Hukuku Dergisinde Yayınlanmıştır: Cilt: 1, Sayı:2 -Temmuz 2012, Sayfa: 269-278 )
Av.Yalçın TORUN
Özet
Dünya Bankası 1965 yılında Milletlerarası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi (bundan sonra ICSID (İnternational Center For The Settlement of Investmen Disputes) olarak ifade edilecektir) Dünya Bankası tarafından milletlerarası sözleşme ile kurulmuştur. Bu sözleşme, “Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasında Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Hakkında Sözleşme”dir. Sözleşme kısaca “ICSID Sözleşmesi” veya “Washington Sözleşmesi” olarak da bilinir. Türkiye bu sözleşmeye 1988 yılında taraf olmuştur. ICSID Sözleşmesi ile kurulan Merkezin görevi, yeni bir uzlaştırma ve tahkim sistemi ile yatırımı kabul eden devlet ve yabancı yatırımcı arasındaki uyuşmazlıkların çözümünü sağlamaktır. Sistemin kurulmasında asıl hedef güven ortamı oluşturarak milletlerarası sermaye akışını temin etmektir. Yabancı yatırımcı, yatırımı kabul eden devlet ile arasında bir uyuşmazlık çıktığında siyasi risklerden uzak hukuki sonuç doğuracak bir karar elde edebilme sürecine sahip olmak, bu süreç sonunda hukuki kararı elde edebilmek ve netice olarak bu kararı uygulayabilmek istemektedir. Hukuki bir karar elde edebilme sürecine sahip olma ve kararı elde edebilme olanağını bağımsız ve tarafsız bir yargılama süreci sağlayacaktır. Bahsedilen bağımsız ve tarafsız yargılama süreci kurumsal olarak merkez tarafından yerine getirilmektedir. Karaların uygulanabilir olması hususu ise Merkez dışında, Sözleşme taraflarınca sağlanacaktır. Çünkü Sözleşmeye taraf olan devletler, ICSID Sözleşmesinin 53’üncü maddesinde mevcut “kararın taraflar için bağlayıcı olacağını, daha üst bir makama götürülmeyeceğini, tarafların kararın yürütülmesi durdurulmadıkça karara uyacaklarını” hususunu açıkça kabul etmiş olmaktadırlar. Bu sözleşme sayesinde uyuşmazlık, tarafsızlığından şüphe duyulacak ilgili devlet mahkemesinin dışında, yeterli uzmanlığa sahip olan ICSID Tahkim heyetlerince daha kısa sürede çözülecek ve ulaşılan karar, aleyhine karar çıkana devletin diplomatik koruma himayesinde olmayarak doğrudan uygulanabilecektir. Kararların diplomatik korumadan uzak, ulusal mahkemelerin süzgecinden geçmeden doğrudan uygulanabilir olması karşısında, ICSID Tahkim heyetlerince verilen bir karara karşı hangi hukuki çarelere başvurulabileceği hususu önem kazanmaktadır. Aşağıda kısaca bu hukuki çareler incelendikten sonra bu hukuki çareler içerisinde ICSID Hakem kararlarının iptali hususu, kısa sürede nihai karara ulaşılabilmeye olanak sağlayan bu sitem içerisinde acaba ne kadar adil ve doğru bir karar ulaşılabileceği hususunu da kapsayacak şekilde incelenmeye çalışılmıştır.
I.Genel Olarak
ICSID1 hakem heyetlerince verilen nihai kararlara karşı tarafların başvurabilecekleri hukuki yollar, diğer bir anlatımla kararlarının hukuki denetimi ICSID bünyesinde gerçekleştirilmektedir2. ICSID Sözleşmesinin 53’üncü maddesindeki düzenlemeye göre “Karar tarafları bağlayıcı olacak, daha üst bir makama götürülmeyecek veya bu Sözleşmede öngörülenler dışında bir çözüme konu olmayacaktır.” ICSID Sözleşmesinin 54(1)’üncü maddesinde ise “Her üye ülke bu Sözleşmeye uygun olarak verilmiş her kararı bağlayıcı kabul edecek ve kararın parasal yükümlülüklerini kendi sınırları içerisinde kendi Devletinin mahkemesinin nihai bir kararı gibi yerine getirecektir.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenleme ile yerel mahkemelerin ICSID hakem kararlarını tekrardan gözden geçirmek ve incelemek hakkına sahip olmadıkları açıkça belirtilmektedir3. ICSID Hakem heyetlerince verilen kararlar için, ICSID Sözleşmesinde belirtilen şartlar oluştuğunda, ICSID Tahkim Kuralları ve ICSID Sözleşmesi kapsamında4 taraflarca kararın tashihi ve ek karar verilmesi, kararın düzeltilmesi (revizyon), kararın yorumu ve kararın iptali talep edilebilmektedir.
Karar tashihi (rectification of the award) kararda mevcut bulanan yazıma, aritmetik hesaplamalara veya benzeri hususlara ilişkin küçük hataların düzeltilmesine olanak sağlayan bir hukuki başvuru yoludur. Bu hukuki başvuru yolu hakem heyetine kararda oluşmuş küçük hataları düzeltme olanağı sağlamaktadır.
Ek karar (suplementation of the award) hukuki başvuru yolu ise, karara dahil edilmeyen veya atlanan hususlara ilişkindir. Karar, heyete sunulan bütün sorunların çözümüne ilişkin hususları kapsamalıdır. Ek karar, özellikle mahkeme heyetinin dikkati çekildiğinde derhal ilave edeceği ve dikkatsizliği nedeniyle gözden kaçırmış olduğu hususların karara dahil edilmesine olanak sağlayan bir hukuki başvuru yoludur.
Karar düzeltmesi (revision of the award) karar verilmeden önce mevcut bulunan vakıaların taraflarca sonradan öğrenilmesi durumunda kararın düzeltilmesine olanak sağlayan bir hukuki başvuru yoludur. ICSID hakem heyeti nihai kararlarına karsı, taraflardan biri, karar verildiğinde hakem heyetince ve başvuruda bulunan tarafça bilinmeyen, başvuruda bulunanın ihmali nedeni ile bilmezlik etmediği, bilinmesi kararı etkileyecek nitelikte bir vakıanın ortaya çıkması nedeni ile kararın düzeltilmesini talep edebilecektir.
ICSID hakem kararının açık olmaması, anlaşılmasında zorluk çekilmesi veya birbiri ile çelişen hükümler ihtiva etmesi halinde karardaki gerçek anlamı öğrenmek maksadıyla, taraflar kararın yorumlanmasını (interpretation of the award) talep edebilirler.
Taraflar, hakem heyeti uygun oluşturulmamışsa, tahkim usulüne ilişkin temel kurallarda esaslı bir sapma varsa, hakem heyeti açıkça yetkisini asmışsa, heyetin üyelerinden birisi rüşvet almışsa veya nihai karar kararın temelini oluşturan gerekçeleri ifade etmekte başarısızsa, hakem heyetince verilen kararın iptalini (annulment of the award) talep edebilirler. Kararın iptali usulü kararın etkilerini ortadan kaldıracak en önemli hukuki başvuru yoludur. Bu nedenle bu çalışmada ayrıntılı olarak incelenmiştir.
ICSID tahkiminde kararın tashihi ve ek karar, kararın düzeltilmesi (revizyon), kararın yorumu talep edildiğinde, nihai kararı veren heyet bu talepleri inceleyecektir. Nihai kararı veren heyet yeniden teşkil edilemiyor ise, yeni bir heyet teşkil edilecektir. Kararın iptali talep edildiğinde ise nihai kararın iptal edilip edilmeyeceğine iç hukuk düzeninde mevcut bulunan kanun yollarından farklı olarak bir üst mahkeme değil, yeni oluşturulacak bir ad hoc komiteye, gidilecek ve bu heyet karar verecektir.
II. ICSID Hakem Heyeti Kararlarının İptali
ICSID Merkezi tarafından atanacak üç kişilik ad hoc komite, taraflardan birinin talebi ile ICSID Sözleşmesinin 52’inci maddesinde belirlenen sebeplerden birisi oluştuğunda nihai kararı iptal edebilmektedir5. İptal sebepleri ICSID Sözleşmesinin 52‘inci maddesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. ICSID Sözleşmesinin 52‘inci maddesinde iptal sebeplerine ilişkin düzenleme su şekildedir:
“1. Taraflardan herhangi biri Genel Sekretere yazılı olarak başvurarak aşağıdaki sebeplerden biri veya birkaçının varlığı nedeniyle kararın iptalini talep edebilir.
a. Heyet uygun oluşturulmamışsa,
b. Heyet açıkça yetkisini aşmışsa,
c. Heyetin üyelerinden birisinin rüşvet almışsa,
d. Usule ilişkin temel kurallarda esaslı bir sapma varsa,
e. Hüküm temelini oluşturan gerekçelerde başarısızsa,”
ICSID Sözleşmesinin 52’inci maddesinde sınırlı sayıda durumlarda kararın tamamının veya bir kısmının iptalini talep edebilme usulü düzenlenmiştir. Sözleşmenin 52‘inci maddesinin 1’inci fıkrasında mevcut “Taraflardan herhangi biri Genel Sekretere yazılı olarak başvurarak aşağıdaki sebeplerden biri veya birkaçının varlığı nedeniyle kararın iptalini talep edebilir.” düzenlemesi nihai kararın tamamının iptaline ilişkindir. Nihai kararın kısmen iptaline ilişkin değildir. Fakat 52‘inci maddenin 3’üncü fıkrası ise “Komite, paragraf 3’de değinilen durumlar çerçevesinde kararın tümünü veya bir parçasını etmeye yetkilidir.” düzenlemesini içermektedir. Bu düzenleme nihai kararın tamamının veya bir kısmının iptalinden de bahsetmektedir. Ad hoc komitelerin uygulamalarından 52‘inci maddenin nihai kararın kısmen veya tamamen iptaline imkân tanıdığı anlaşılmaktadır. Hükmün tamamının iptali talep edilse bile, komite nihai kararın kısmen iptaline karar verebilecektir6.
Sadece nihai kararlar, iptale konu olabilir. Tahkim heyetinin kendisinin yetkili olduğuna ilişkin ara kararı yalnız başına iptale konu olamaz, fakat nihai kararın bir parçası olarak nihai kararla birlikte iptale konu olabilir. Hakem heyetinin kendisini yetkili bulduğuna ilişkin vermiş olduğu ara kararlardaki gibi, ara kararların nihai kararın temelini oluşturabilecekleri durumlarda ara kararlar nihai kararın bir parçası olarak iptale konu olabilirler. SPP ve Mısır davasında7 hakem heyeti Mısır’ın yetkisizlik itirazı üzerine kendisinin yetkili olduğuna dair bir karar vermiştir. Bu konuda Mısır kararın iptalini talep etmiştir. Genel sekreter iptali talep edilen kararın, ICSID Sözleşmesinin 52‘inci maddesi anlamında nihai bir karar olmadığını açıklamıştır. Bu nedenle iptal talebini kayda geçirmemiştir.
ICSID tahkiminde iptal talebi taraflardan birisi tarafından ileri sürülür. Görevi gereği taraflar dışında birisi bunu talep edemez. Talep eden taraf, kararın iptalinden sonra, kendi lehine bir karar çıkarabileceğini ümit etmektedir. Taraflar iptal talebi haklarından vazgeçebilir. Bu belirlenen zaman diliminde talepte bulunmayarak mümkündür. Kararın iptalini gerektiren bir hususu hakem heyeti önüne getirmedeki başarısızlık iptal talebinden vazgeçme olarak değerlendirilir8.
III. ICSID Tahkiminde İptal Usulünün Seçilmesinin Nedenleri
Tahkimde taraflar zaman kaybetmeksizin en doğru çözüme çok kısa sürede kesin karara ulaşmak isterler. Bu durum tahkimin en önemli prensiplerinden birisi olan “kararın kesinliği” prensibi olarak ifade edilir. Fakat diğer taraftan uyuşmazlığın taraflar için en doğru şekilde çözülmesi de gerekmektedir. Uyuşmazlığın doğru şekilde çözülmesi de “tahkimin doğruluğu” prensibi olarak ifade edilir. Fakat doğruluk, yerel mahkeme usullerinden temyizden de bilineceği gibi, zaman ve çaba gerektiren ve çok fazla kontrol mekanizmalarını da içerisinde barındıran ulaşılması zor bir hedeftir. Kararların tekrar gözden geçirilmesinde, kesinlik ve doğruluk prensipleri birbirleriyle çatışır. Milletlerarası tahkimde kesinlik doğruluktan önce gelmektedir. Uyuşmazlığın süratli çözülme arzusu, kararın mutlak doğruluğundan daha önemlidir9. Birbirleriyle çatışan kesinlik ve doğruluk prensiplerini dengelemek için ICSID tahkiminde temyiz usulünden farklı olarak iptal usulü kullanılmaktadır. İptal esaslı olarak bir taraftan kesinliği korurken diğer taraftan bazı temel prensiplerin ihlâl edilmesi durumunda, doğru bir karar ulaşılmasına olanak sağlayan bir hukuki çaredir.
ICSID tahkiminde temyiz yerine iptal usulünün tercih edilmesinin diğer bir sebebi ise ICSID Sözleşmesinin geçmişte taslağını hazırlayan devletlerin, daha çok diğer devletlere sermaye ihraç eden devletler olmasıdır. Yatırımı kabul eden devletler, taslağı hazırlayan devletlerde kurulan şirketlerin yatırımını kabul eden, yani sermayeyi kabul eden devletlerdir. ICSID Sözleşmesini değerlendirirken yatırımı kabul eden devletler kendilerini savunan tarafta diğer bir ifadeyle davalı tarafta, sermaye ihraç eden devletler ise kendilerini taarruz eden tarafta yani davacı tarafında görürler. Sermayeyi ihraç eden devletler için kararların kesinliği önemliyken, yatırımı kabul eden devletler için kararın doğruluğu ön plâna çıkar. Diğer taraftan yatırımı kabul eden devletler açısından, kendi ülkelerinde yatırımı teşvik etmek te önemlidir.
Bu kapsamda yatırımı kabul eden devletler için bir noktada ülkelerindeki yatırımı artırmak maksadıyla, kararın doğruluğu fikrinden uzaklaşarak fedakarlık yapmak durumu ortaya çıkar. Bu noktada ICSID Tahkiminde kararların kesinliği kararların doğruluğundan daha ön plana çıkmaktadır.
12 Mayıs 2005 tarihinde ICSID Sekreteri, ICSID Tahkimi kapsamında karara karşı hukuki başvuru yolları içerisine dahil edilmek üzere çalışmaya başlanılan temyiz mekanizmasına iliksin çalışmaların, rafa kaldırıldığını ve temyiz mekanizmasının ICSID Tahkimi için çok prematüre olduğunu ifade etmistir10. Yatırımcının menfaatlerinin kararın doğruluğunu gerekli kıldığı durumların genel olarak kabul edildiği bir atmosferin oluşması durumunda, temyiz usulünün ICSID sistemi içerisine dahil edileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
IV. İptal Usulünün Temyizden Farkları
ICSID Sözleşmesinin 53’üncü maddesindeki düzenlemeye göre “Karar tarafları bağlayıcı olacak, daha üst bir makama götürülmeyecek veya bu Sözleşmede öngörülenler dışında bir çözüme konu olmayacaktır.” ICSID Sözleşmesi temyiz usulünü içermediği için, ICSID Hakem heyetlerince verilecek kararlar temyize konu olmayacaktır. Temyizle iptal arasındaki farklılıklar sözleşmenin taslağı görüşülürken tartışılmıştır. Başarılı bir iptal talebinin sonucu başlangıçtaki hükmün geçersiz kılınmasıdır. Başarılı bir temyiz talebinin sonucu ise, hükmün değiştirilmesidir. İptal talebi durumunda karar verecek olan heyet, başlangıçtaki hükmü muhafaza etmek veya geçersizliğini açıklamak dışında başka bir seçeneğe sahip değildir. Temyizde ise, heyet önceki kararı yetersiz bularak kendi kararını oluşturabilir. Temyiz kararın ıslahı ile sonuçlanabilir, kararın düzeltilmesini de içerebilir. ICSID Sözleşmesi kapsamında ad hoc komite sadece kararı iptal etme yetkisine sahiptir, kararı kısmen veya tamamen iptal edebilecektir. Ad hoc komite, kararı kendisi düzeltemez veya başlangıçta oluşturulan hakem heyeti yerine yeni karar veremez. İptal sonrası uyuşmazlık ICSID Sözleşmesi 52’inci madde 6’ncı fıkra gereği yeni bir hakem heyetine sunulacaktır. Yeni kurulan hakem heyeti uyuşmazlığı incelerken ilk kararı iptal eden ad hoc komitenin gerekçelerine uymakla yükümlü değildir11.
İptal, kararın maddi doğruluğuna ilişkin değil, hukuka uygun olup olmadığına ilişkin konularla ilgilidir. İptal belirli sayıda ve sınırlı sebeplere dayandırılabilir. İptal sebepleri Sözleşmenin 52’inci maddesinde sayılarak belirlenmiştir. Kararın iptali ICSID Sözleşmesinde belirlenen ve yukarıda açıklanan sınırlı temel sebeplerle mümkündür. İptal talebi bu sınırlı sebeplerden birisini veya birkaçını içermelidir12.
Temyiz usulünde kararların yeniden gözden geçirilmesinde, kararlar ve yargılama iki açıdan incelenir. Bunlardan ilk inceleme kararların oluşturulmasında izlenen usulün hukuka uygunluğudur. Diğer inceleme ise kararların maddi doğruluğunun incelenmesidir. Karara ulaşmada izlenen usulün hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi, daha çok heyetin oluşturulması, heyetin yetkisi ve temel usul kurallarında hukuka uygun davranılıp davranılmadığının tespitine yönelik bir incelemedir. Kararların doğruluğuna ilişkin inceleme ise verilen kararın içeriğine ilişkin bir incelemeyi zorunlu kılar. Bu durumda uyuşmazlığı oluşturan vakıaların doğru tespit edilerek, uyuşmazlığın çözümünde bu vakıaların dikkate alınıp alınmadığının incelenmesi gerekir. Nihai kararlara karsı hukuki başvuru yolları kapsamında yapılan düzenlemelerin kapsamları sistemin kesinliği mi yoksa doğruluğu mu tercih ettiğini ortaya koyar. Temyiz usulünün tercih edilmeyerek iptalin kabulü kararların kesinliğinin tercih edildiğini, temyiz yönteminin kabulü ise kararların doğruluğunun tercih edildiğini ifade etmektedir13.
Ad hoc komiteler iptal taleplerine ilişkin başvurularda bu konuları özellikle vurgulamaktadırlar. Ad hoc komiteler fonksiyonlarının sınırlı olduğunu, temyizdeki kadar yetkili olmadıklarını özellikle vurgulamak zorunda kalmaktadırlar. MINE ve Gine davasında14 ad hoc komite iptale ilişkin sınırlı fonksiyonunu şu ifadelerle açıklamıştır.
” Sözleşmenin 52’inci maddesi 1’inci fıkrasında belirtildiği gibi iptal açıkça sınırlı bir hal çaresidir. Bu durum Sözleşmenin 53’üncü maddesinde kararın yeniden incelenmesinin kapsam dışı bırakılmasından da anlaşılmaktadır. İptal doğru olmayan kararlara karşı başvurulabilecek bir hal çaresi değildir. Netice olarak, bir ad hoc komite kararı değiştiremez.”
V. ICSID Sözleşmesi 52’inci Maddesinin Ad hoc Komitelerce Yorumu
ICSID Sözleşmesinin 52’nci maddesi üzerinde ad hoc komiteler tarafından bazı yorumlar yapılmıştır. Ad hoc komiteler iptalin dar mı, yoksa geniş mi yorumlanacağı sorusu karsısında tartışmışlar, fakat net bir sonuca ulaşamamışlardır. MINE ve Gine davasında15 ad hoc komite, iptalin kararın geçersizliğini temin edecek tek hukuki başvuru yolu olması nedeniyle, 52’inci maddedeki hukuki başvuru yolunun ya katı bir yorumu teklif ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini, ya da tam tersi olarak liberal bir yaklaşımla adil olmayan kararlara karsı tek hukuki başvuru yolu olduğu düşüncesinin kabul edilerek geniş bir yorum tarzına gidilebileceğini belirtmiştir. Fakat sonrasında heyet iki görüsüne de uygun olmayacak şekilde 52’inci maddenin amacı ve hedefi ile uyumlu yorumlanacağını belirterek orta bir yol tercih etmiştir. Klöckner ve Kamerun16 heyeti 52’nci maddenin yorumunun dikkatli yapılması gerektiğini, aksi yorumun ad hoc komitenin yetkisinin asımına sebep olacağını, sadece usule ilişkin temel kurallarda ciddi bir sapma sebebiyle iptal talebinde bulunulduğunda nihai kararı incelemenin haklı olabileceğini ifade etmiştir. Klöckner ve Kamerun ad hoc komitesine göre şüphe ve kararsızlık durumlarında sorun, karar lehine yorumlanacaktır. Bu su anlama gelmektedir; şüphe halinde olan heyetler iptal yerine kararı destekleyeceklerdir. Fakat Klöckner ve Kamerun komitesinin uygulanacak hukuka ilişkin iptal talebi ile ilgili olarak kendisinin bu kuralı uyguladığını söylemek zor görünmektedir. Daha sonraki heyetler kararın geçerliliği lehine faraziyeleri uygun bulmamışlardır.
VI. ICSID Kararlarına Karşı Ulusal Mahkemelere Gidilememesi
ICSID tahkimi dışında, hakem heyetlerince verilen nihai kararlara karsı yerel mahkemelere başvurulabilmektedir. Bu başvurularda yetkili mahkeme, kararın tenfizinin talep edileceği ülke mahkemesi veya hakem heyetinin oluşturulduğu ülke mahkemesidir. Fakat milletlerarası tahkimde genel eğilim, hakem kararlarının yerel mahkemeler önünde tekrardan gözden geçirilmesini sınırlayan veya tamamen ortadan kaldıran hukuki düzenlemeler getirmek yönündedir. Yabancı Hakem Kararlarının Tanınma ve İcrası Hakkında 10 Haziran 1958 tarihli New York Sözleşmesinin17 5’inci maddesi hakem kararlarının tanınma ve tenfizinin reddine ilişkin çok sınırlı ve kesin kurallar koymuştur. Türkiye’de bu sözleşmeyi onaylamış olup, sözleşme tanıma ve tenfiz talebinin yapıldığı devletten başka bir devletülkesinde verilen hakem kararlarına uygulanmaktadır. Bu sözleşmede tanıma ve tenfize konu olabilecek yabancı hakem kararları için temel kıstas “ülke” olmuştur. Ayrıca Sözleşmenin tanıma ve tenfiz talebinin ileri sürüldüğü devlette “milli” sayılmayan hakem kararlarına da uygulanacağı kabul edilmiştir18. New York Sözleşmesinin 5’inci maddesi yabancı hakem kararlarının tanınmasının ve tenfizinin reddedilebileceği durumları listeleme yöntemi ile açıklamaktadır. Bunlar New York Sözleşmesinde, taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesinin bulunmaması, aleyhine tanıma ve tenfiz talep edilen tarafın hakem tayininden ve tahkim usulünden haberdar edilmiş olmaması, kararın tahkim sözleşmesinde yer alan uyuşmazlığa ilişkin olmaması, iddia ve savunma haklarının ihlâl edilmiş olması, hakemlerin yetkilerini aşmaları, tahkim usulüne aykırılık olarak belirlenmistir19.
1985 tarihli milletlerarası ticari tahkime iliskin UNCITRAL20 (United Nations Commission on International Trade Law) düzenleme New York Sözleşmesinin 5’nci maddesine paralel bir düzenlemeyle, hakem kararlarına ilişkin yerel mahkemelerin nihai kararı tanımalarını engelleyecekleri durumları sınırlı bir şekilde sayarak belirlemistir21. Milletlerarası Ticaret Odası-MTO (International Chamber of Commerce- ICC)22 tahkiminde ise tarafların ulusal mahkemeye müracaat etme haklarından önceden feragat ettikleri taktirde, tarafların başvuru hakkından vazgeçtiklerinin kabul edildiği düzenlenmiştir.
ICSID Tahkiminde ise ICSID hakem heyeti kararları yerel mahkemelerin denetimine tabi tutulamayacak ve mahkemelerin iptaline konu olamayacaktır. ICSID Sözleşmesi mad. 54(1)’e göre, ICSID tahkimi neticesinde verilen kararın, o ülkenin kendi mahkemelerinin kararıymış gibi icra edilebilmesi ve “kamu düzeni” gerekçesiyle dahi icrasının engellenememesi, ICSID Sözleşmesinin New York Sözleşmesi karşısındaki en önemli ayrıcalığını ve avantajını oluşturmaktadır23. Ayrıca ICSID Sözleşmesi mad.27(1)’e göre de ICSID tahkimi neticesinde alınabilecek herhangi bir karara karsı tarafça uyulmaması ve uygulanmaması hali haricinde, ICSID Sözleşmesi çerçevesinde hakemliğe başvurmuş ve rızalarını göndermiş hiçbir akit devlet anlaşmazlığa muhatap olan kendi vatandaşlarına diplomatik koruma uygulayamayacak ve milletlerarası iddiada bulunamayacaktır. Bu durumda ICSID hakem heyeti kararlarının tekrardan gözden geçirilebilmesi sadece kendi sistemi içerisindeki hukuki başvuru yolları ile mümkündür. Kesin hüküm kuralına sınırlı bir istisna getiren bu yollar yukarıda ifade ettiğimiz kararın tashihi ve ek karar verilmesi, kararın düzeltilmesi (revizyon), kararın yorumu ve kararın iptali hukuki yollarıdır.
UYARI
Web sitemizde yayımlanan yukarıdaki yazılı metnin, eser sahipliği hakları Av.Yalçın TORUN’a aittir. Bu yazılı metin hak sahipliğinin tespiti amacıyla zaman içerikli elektronik imza ile muhafaza edilmektedir. Sitemizdeki yazılı metinler avukat meslektaşlarımız tarafından dilekçelerinde serbestçe kullanılabilir, fakat metinlerin tamamının, bir kısmının veya özetinin atıf yapılmaksızın başka web sitelerinde yayınlanmasına iznimiz yoktur.
—————————————————–
1 ICSID Sözleşmesinin Türkçe metni için: bkz. http://ua.mfa.gov.tr/detay.aspx?4375 (04.12.2012)
2 Ayrıntılı bilgi için bkz. Torun,Y.: Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözüm Merkezi (ICSID) Hakem Kararlarına Karşı Hukuki Başvuru Yolları, Ankara 2011.
3Schreuer, C.H.: Non-Pecuniary Remedies in ICSID Arbitration, Arbitration International 2004, Vol. 20, No.4.s.325-332.
4 ICSID Tahkim Kuralları için bkz.: http://icsid.worldbank.org/ICSID/StaticFiles/basicdoc/partF.htm (04.12. 2012)
5 Amerrasinghe,F,C.:Local Remedies İn İnternational Law,Cambridge University Press.2005.S.263.
6 Toope, J.S.:Mixed İnternational Arbitration, Cambiridge Grotius Publications Limited 1990 s.225.
7 ICSID Review – Foreign Investment Law Journal, Vol.8, s.329. https://icsid.worldbank.org/ICSID/FrontServlet?requestType=CasesRH&reqFrom=Main&actionVal=OnlineAward (ICSID Case No. ARB/84/3), Para.3. (04.12.2012)
8 Toope,age,s. 225.
9 Schreuer, C.H.:ICSID Annulment, Kluwer Law International, Neitherland 2003. s.103-104.
10 Walsh, W. T.: Substantive Review of ICSID Awards, Berkeley Journal Of Internatıonal Law 2006, Vol.24, s.442-443.
11 Schreuer, C.H.:ICSID Convention,A Commentary, Cambridge University Press 2001, s.891-893.
12Schreuer,(ICSID Annulment), s.103
13 Walsh, W. T.: age,s.447.
14 ICSID Review – Foreign Investment Law Journal , Vol.5, s. 102.
15 ICSID Review – Foreign Investment Law Journal , Vol.5, s. 102.
http://icsid.worldbank.org/ICSID/FrontServlet, (ICSID Case No. ARB/84/4), Para.4. (04.12.2012)
16 ICSID Review – Foreign In vestment Law Journal , Vol.4, s. 125.
17 Bu Sözleşme Türkiye tarafından 08.05.1991 tarihinde, 3731 nolu,”Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” ile kabul edilmiştir. Sözleşme metni için bkz.RG.25.09.1991-20877.
18 Nomer, E./_anlı,C.:Devletler Hususi Hukuku,İstanbul 2008,s.513.
19 Ayrıntılı bilgi için bkz… bkz… Şit, B.:Kurumsal Tahkim ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, Ankara
20 Bkz. http://www.uncitral.org/uncitral/en/types_symbols/types.html.(04.12.2010)
21 Schreuer,ICSID Annulment,age,s.103
22 Bkz. http://www.iccwbo.org/court/arbitration/id4424/index.html.
23 Erdoğan, F.:Uluslararası Hukuk ve Tahkim, Ankara 2006,s.178.
KAYNAKÇA
I.KİTAPLAR
Amerrasinghe,F,C.:Local Remedies İn İnternational Law,Cambridge University Press.2005.
Erdoğan, F.:Uluslararası Hukuk ve Tahkim, Ankara 2006,
Nomer, E./_anlı,C.:Devletler Hususi Hukuku,İstanbul 2008,
Schreuer, C.H.:ICSID Convention,A Commentary, Cambridge University Press 2001
Şit, B.:Kurumsal Tahkim ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, Ankara
Toope, J.S.:Mixed İnternational Arbitration, Cambiridge Grotius Publications Limited 1990
Torun,Y.: Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözüm Merkezi (ICSID) Hakem Kararlarına Karşı
Hukuki Başvuru Yolları, Ankara 2011.
II.Makaleler
Schreuer, C.H.: Non-Pecuniary Remedies in ICSID Arbitration, Arbitration International 2004, Vol. 20
Schreuer, C.H.:ICSID Annulment, Kluwer Law International, Neitherland 2003. s.103-104.
Walsh, W. T.: Substantive Review of ICSID Awards, Berkeley Journal Of Internatıonal Law 2006,
Vol.24, s.442-443.
III. Diğer Kaynaklar
http://ua.mfa.gov.tr/detay.aspx?4375 (04.12.2012)
http://icsid.worldbank.org/ICSID/StaticFiles/basicdoc/partF.htm
https://icsid.worldbank.org/ICSID/FrontServlet?
http://www.uncitral.org/uncitral/en/types_symbols/types.html.
http://www.iccwbo.org/court/arbitration/id4424/index.html.
ICSID Review – Foreign Investment Law Journal , Vol.5,
ICSID Review – Foreign Investment Law Journal , Vol.4,.
ICSID Review – Foreign Investment Law Journal, Vol.8,.